Türkiye'nin Hortum Gerçeği

-
Aa
+
a
a
a

Aman yanlış anlaşılmasın! Bu yazıya konu olan hortum ne devlet malını yürütmek, ne adam dövmek ne de bahçe sulamak vb. için kullanılan hortumdur. Buradaki hortum, baş aşağı bir pozisyonda havada uçuşan bir filin hortumu veya buluttan aşağıya uzanan bir huninin ucuna benzer bir şey ile yerde ki her şeyi toz ile buz haline getirebilen bir meteorolojik olaydır.

 

Hortumların güçlü rüzgârları binaları yıkabilir, ağaçları kökünden sökebilir, etrafa öldürücü olabilecek bir çok şey savurabilir. Bir çok kez insanlar, hayvanlar eşyalar hortumlar tarafından yerden kaldırılıp bir kaç kilometre uzağa taşınıp bir kenara fırlatılmışlardır. Hortumların bazı hayret verici hünerleri de vardır. Örneğin, bir defasında bir tren vagonunu 117 yolcuyla beraber kaldırmış ve 25 m uzağa atmıştır. Bazen de göllerden kurbağaları içine çekerek yukarı kaldırmakta ve bunlar daha sonra yağmur gibi bulutlardan dökmektedirler. Hortum sonucu tavuklar bütün tüylerini kaybedebilmekte ve saman parçaları ağaçlara saplamaktadır. ABD’de bir okulun, hortum tarafından içinde 85 öğrencisiyle birlikte 100 m uzağa taşınmış, ama hiçbirinin burnunun bile kanamamış olması gibi mucizevi olaylar da olmaktadır

 

Hortum, Türkiye dahil dünyanın her tarafında meydana gelebilen, can ve mal için önemli tehlikeler oluşturan 28 çeşit meteorolojik afetten sadece biridir. Fakat, hortumlar hakkında hiç bir ülke ABD kadar tecrübeli değildir. Çünkü ABD'de yılda ortalama 700 hortum oluşmakta ve 100 kişi ölmektedir. Biraz da bu yüzden, bizde hortumlar sadece ABD’ye mahsus bir atmosfer olayıymış; Türkiye’de hiç olmazmış gibi yanlış bir kanı da yerleşmiştir.

 

Bazen bizim TV’lerimizde de amatör video görüntüleri ekrana getirilen Amerikanın baş belası olan hortumları Türkiye pek tanımıyor. Peki, “Türkiye’de hortum, gibi doğal afetlere çok şükür pek rastlanmıyor...” şeklindeki “uzman” görüşleri ne kadar doğrudur?

 

Hortumlar, Akdeniz ülkelerinde sadece sonbahar aylarında yoğunlaşırken, Yunanistan ve Grit’te Ocak, Şubat, Ağustos ile birlikte sonbahar aylarında da gözlenmektedir. Komşumuzda en çok hortumun rapor edildiği ay ise Ekim olmaktadır. İklimsel ve topografik benzerliklerinden dolayı, Türkiye kıyılarının Akdeniz ülkelerine; iç kısımlarının ise, (az da olsa) Avrupa’ya benzer bir hortum dağılıma sahip olmasını beklenmelidir.

 

Evet, İstanbul ve Ankara’da da hortuma pek rastlanmıyor ama Türkiye sadece İstanbul ve Ankara’dan ibaret değildir ki. Basının arşivinde yer alan, örneğin, Dalaman, Konya, Alanya, Diyarbakır, Adana, Tokat, Balıkesir, Şile, Serik, Ceyhan, Mersin, Çanakkale vb. yerlerdeki hortumlar inkar edilemez. Her yıl meydana gelen trilyon liralık maddi hasarları ve can kayıplarını, ateş düştüğü yeri yakar misali, bir de oralardaki insanlarımıza sormak gerekir.

 

Evet, Türkiye'de hortumların; hem oluşum sayısı, hem de şiddeti ABD’ye göre çok düşüktür. Ama bununla beraber Türkiye’nin hortum gerçeğinden tamamen soyutlanması kesinlikle mümkün değildir. Tümüyle inkar edilseler de Türkiye’de hortumlar oluşmaktadır. Hortumların ülkemizde gelecekte neden olacakları insan kaybı ve maddi hasarın artan nüfus ve şehirleşme ile beraber daha da büyüyeceği de aşikardır.

 

Yerel basının da sürekli olarak taranıp, hortumu andıran her olay ve türlü meteorolojik afetin araştırılması, kayıt edilmesi ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi “Fırtına Verisi” (Storm Data, www.ncdc.noaa.gov/pdfs/sd/sd.html) şeklinde bu bilgilerin toplanıp periyodik olarak yayınlanmasında ülkemizin sağlıklı gelişebilmesi vb. için sayısız faydalar vardır...